SAHİ,
KAFESTE YAŞATILANLAR, ÖZGÜRLÜĞÜ
HASTALIK
MI SANIRLAR (I) ?
Hiryama’ya kalp acıtan “hala bilmediğim çok şey var, hayat böyle
bitiyor '' dediğinde kansere yakalanan arkadaşı, gözlerin ekranda, aslında diyorsun
sende, soruların cevabı çok basitmiş
"bir dahaki sefer, bir dahaki seferdir. Şimdi, şimdidir”
DEM haricindeki ; hamasetine, dönekliğine bakıp ‘bir şey
yapamayacağına’ ikna olduğu İYİ Partiyi, oy oranı düşük Deva, Gelecek, Saadet…, …, partisini
denklemden çıkarıp, ana muhalefet
partisinin çatısı altında toplanıldığında iktidarı cezalandıracağına inandığının işaretini,
Cumhuriyetin 100 yıl kutlamalarında
veren Türkiyelilere, halklarına ait başarı, öyküsünü; “ oylar benimdir, demesin sakın” uyarısını, haklı kılacak kadar, kimse kendine mal etmesin, sahiplenmesin de.
AKP’nin yerleştirdiği otoriter
tek adam rejiminin başarısı artık Türkiye’de de ; ABD ve Avrupa’da ki gibi – Ortadoğu coğrafyasında varlığı mumla aranan sol, sosyal demokrat parti programlarına haiz
olmayacak – iki merkez sağ ve onları
denetleyecek, dengeleyecek genellikle de ötekileştirenleri, çizgi dışındakileri temsil
eden sol, çevreci bir parti üzerine
oturacak siyasi yapının, “bu yalnız
ve güzel ülkeye” biçtiği kader de; bakış
açısı, düşüncesi, kökeni farklı olsa da, parmağında yüzükle başbakan olanın, o yüzükle
başbakanlıktan; ceketiyle belediye başkanı olanın da ceketiyle belediyeden ayrılmadığı, “kamu
kaynağının, kamuya harcanmadığı “ yağmacı,
yeteneksiz tanıdıkların da makamlara gark
edildiği, bir ortam olduğundan;
neredeyse bir ömür;
30,20 yıl boyunca, 7, 6, 5 kez atanarak milletvekili yapılmış Özel, Öztrak, Toprak, Salıcı, Ağababa, Bingöl, Köksal gibi, muhtemelen daimi belediye başkanlığı kadrosu
ihdasıyla 2028 ‘de de, aday gösterilecek, bu imparator edalı belediye
başkanlarının, kendilerini atayan partinin
Oligarklarına, borçların ödemek için, mahalle
delege seçiminden il, ilçe
kongrelerine varacak, müdahilliklerinin
devam edeceğini ön gördüğünden;
herkesçe benimsenen pragmatist yaklaşım “Kral mı öldü? Yaşasın yenisi”nin tezahürü ‘Özgür Özel’in, CHP’nin, böyle büyük bir zafer
kazanacağını biliyordum’ övgüsünün, makam, mevki, ihale kapmak için yeterli olmayacağını düşünen yoldaşların,
hevallerin; görgüsüzlüğe rahmet okutan, utandıran sosyal medyada paylaştıkları;
başta genel başkan ve parti meclisi üyeleri, misal Ankara’da
kazanılan 16 belediye başkanın neredeyse
tamamının; belediye meclis üyelerinin,
hatta muhtarların mazbata
alma, verme törenlerinde; başkan ve yardımcılarının odalarında, koltuklarının
yanında, arkasında çektirdikleri fotoğrafları delen yalakalığın, riyakarlığın altına ‘yeter
da ! anladık, sen başkanın ennn, ennn yakınısın, istediğini yaptırır, iş bağlarsın” yergisi yerine, güzellemeler
döşeyenlerin; kentliliğin nezaketini, zarifliğini gömen bu feodal pespayeliği, baş tacı etmelerinde ki sebep; toplumun büyük kısmı gibi gelişime katkı sunacak karakteri,
kişiliği olgunlaştıracak,
Gazi Mustafa Kemal’in
“öcünü aldık” dediği Hektor’un, ayağı
tezgiden Akhilleus tarafından öldürüldüğü Truva savaşının anlatıldığı
Homeros’un İlyada ve Odysseia'dan; kurucu kadroya önerdiği Rousseau’nun “ Toplum Sözleşmesi”nden, Yusuf Atılgan’ın ‘sıradanlığa, alışılmışın
kolaycılığına katlanamayan, hem
farklıyı, hem doğruyu arayan Aylak Adamı”ndan, Youtube’daki onca Ahmet Arslan’a, Yasin Ceylan’a
ait felsefe içerikli videolardan bi haber olmaları mıdır?
İşte bu, Alejandro
Jodorowsky’in “kafeste (yaşatılanlar) doğan
kuşlar, uçmayı hastalık (özgürlük ) sanırlar“ını sindirmiş, HEREM ilanıyla
cemaatinin aforozuna uğrayan Yahudi
Spinoza’ nın Tanrısı, Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza”sıyla ilgili konuşmaların duyulmadığı toplumun, çoğunluğunu oluşturan; yarım yamalak yaşatıldığından demokrasi, demokratlık, laiklik, eşit temelli yurttaşlık,…, …, nedir bilmeyen,
sosyal medya da herhangi bir sanat ve
kültürel etkinlik paylaşımına rastlanılmayan, hiç hesap sormadığı “ (halkın değil) benim olsun, küçük olsun”
zihniyetindekilere hizmetçilik yapan itaatkar uslu, makul vatandaşların,
partili üyelerin, alacakları kararları
onaylayacaklarına güvenen,
–az buçuk haberdar olsalardı, dünyada
görülmemiş şey; yurttaşını, üyesini erdem
yerine alçaklığı tartışılmaz ahlaksız davranış; Muhbirliğe itmeye asla
kalkışmayacaklarından – Kant’ın “Ahlak felsefesin” den habersiz,
ama yeterinden fazla kurnaz, Türkiye’nin Oligarklarının, CHP’deki temsilcilerinin, seçim sonrası ilk işleri, ilk uygulamaları ;
üstlenecekleri
yerel seçim başarısını vesile kılacak fırsatçılıkta, parti içi anti demokratikliğe karşı, “CHP; emek eksenli sol, sosyal demokrat
çizgiye gelmeli"yi savunan üyelerini tasfiye için
“…..partimiz aleyhine,…. üyelerin disiplin kurullarına sevkinin kişilerin
isim ve partideki görevleri ile… delillerin…29
Nisan 2024 tarihine…” talimatlı, darbe, diktatörlük artığı “Jurnal Genelgesi"ni yayınlamak, olmasın mı?
27.04.2024
Rukiye-Gülsen
FEROĞLU