27 Nisan 2024 Cumartesi

 

SAHİ, KAFESTE YAŞATILANLAR,  ÖZGÜRLÜĞÜ

HASTALIK MI SANIRLAR  (I) ?

 

 



 

Hiryama’ya kalp acıtan  “hala bilmediğim çok şey var, hayat böyle bitiyor '' dediğinde kansere yakalanan arkadaşı, gözlerin ekranda, aslında diyorsun sende,  soruların cevabı çok basitmiş "bir dahaki sefer, bir dahaki seferdir. Şimdi, şimdidir”

 Gerçekten de “şimdi, şimdi” miydi? Kim bilir.Bilinen dünyanın neresinde olunursa olunsun, Merkez Bankası 818,2 milyar TL. zarar açıkladığında,  iflası  teyid edilen  bir ülkede, mevcut sistemde hiçbir şey değişmediği halde,  değişmiş, değişecek  numarasında, öfkesi yumuşatılarak, rahatlatılacak, fakirleştirilmiş  bir  toplumda, siyasette tavan yapmış  otoriterliğe de  balans ayarı  ihtiyacı son kertedeyken;  katkılarını, çalışmalarını inkar,  abesle iştigalse de,  iktidarın uyguladığı   politikaların başarısızlığının getirdiği dip dalgası; hiç bir şey yapılmasaydı da,  kesinliği mutlak, bir kazanımın göstergesi;

 

DEM haricindeki ; hamasetine, dönekliğine bakıp ‘bir şey yapamayacağına’  ikna olduğu  İYİ Partiyi,  oy oranı düşük  Deva, Gelecek, Saadet…, …, partisini denklemden çıkarıp, ana muhalefet  partisinin çatısı altında toplanıldığında  iktidarı cezalandıracağına inandığının işaretini,  Cumhuriyetin 100 yıl kutlamalarında veren Türkiyelilere, halklarına ait  başarı, öyküsünü;  “ oylar benimdir,  demesin sakın” uyarısını, haklı kılacak kadar,  kimse kendine  mal etmesin,  sahiplenmesin de.

 

AKP’nin  yerleştirdiği otoriter  tek adam rejiminin başarısı  artık  Türkiye’de de ; ABD ve   Avrupa’da ki gibi – Ortadoğu coğrafyasında varlığı  mumla aranan sol,  sosyal demokrat parti programlarına haiz olmayacak – iki merkez sağ ve onları  denetleyecek, dengeleyecek genellikle de  ötekileştirenleri, çizgi dışındakileri    temsil  eden  sol, çevreci bir  parti üzerine oturacak siyasi yapının,  “bu yalnız ve güzel ülkeye” biçtiği kader de;  bakış açısı, düşüncesi, kökeni farklı olsa da,  parmağında yüzükle başbakan olanın, o yüzükle başbakanlıktan; ceketiyle belediye başkanı olanın da  ceketiyle belediyeden  ayrılmadığı,   “kamu kaynağının, kamuya harcanmadığı “ yağmacı,    yeteneksiz tanıdıkların da  makamlara gark edildiği, bir ortam olduğundan;

 

 neredeyse bir ömür; 30,20 yıl boyunca, 7, 6, 5 kez atanarak milletvekili  yapılmış Özel, Öztrak, Toprak, Salıcı,  Ağababa, Bingöl, Köksal  gibi, muhtemelen daimi belediye başkanlığı kadrosu ihdasıyla 2028 ‘de de,  aday  gösterilecek, bu imparator edalı belediye başkanlarının, kendilerini  atayan partinin  Oligarklarına, borçların ödemek için,  mahalle  delege seçiminden  il, ilçe kongrelerine   varacak, müdahilliklerinin  devam edeceğini ön gördüğünden;

 

herkesçe benimsenen pragmatist  yaklaşım “Kral  mı öldü? Yaşasın yenisi”nin tezahürü  ‘Özgür Özel’in, CHP’nin, böyle büyük bir zafer kazanacağını biliyordum’   övgüsünün,  makam, mevki, ihale  kapmak için yeterli olmayacağını düşünen   yoldaşların, hevallerin; görgüsüzlüğe rahmet okutan,  utandıran   sosyal medyada paylaştıkları;

 

başta genel başkan ve parti meclisi üyeleri, misal Ankara’da kazanılan 16  belediye başkanın neredeyse tamamının;  belediye meclis üyelerinin, hatta  muhtarların  mazbata  alma, verme törenlerinde; başkan ve yardımcılarının odalarında, koltuklarının yanında, arkasında  çektirdikleri  fotoğrafları  delen yalakalığın,  riyakarlığın  altına  ‘yeter da ! anladık, sen  başkanın ennn, ennn  yakınısın, istediğini yaptırır, iş bağlarsın”  yergisi  yerine,  güzellemeler döşeyenlerin; kentliliğin nezaketini, zarifliğini  gömen bu feodal  pespayeliği,  baş tacı etmelerinde ki sebep; toplumun büyük kısmı gibi gelişime katkı sunacak karakteri, kişiliği olgunlaştıracak,

 

 Gazi Mustafa Kemal’in “öcünü aldık” dediği  Hektor’un, ayağı tezgiden Akhilleus tarafından   öldürüldüğü   Truva savaşının  anlatıldığı  Homeros’un İlyada ve Odysseia'dan;  kurucu kadroya önerdiği  Rousseau’nun “ Toplum Sözleşmesi”nden,  Yusuf Atılgan’ın ‘sıradanlığa, alışılmışın kolaycılığına  katlanamayan, hem farklıyı, hem doğruyu arayan Aylak Adamı”ndan, Youtube’daki  onca  Ahmet Arslan’a, Yasin Ceylan’a  ait felsefe içerikli  videolardan bi haber olmaları  mıdır?

 

İşte bu, Alejandro Jodorowsky’in  “kafeste (yaşatılanlar) doğan kuşlar, uçmayı hastalık (özgürlük ) sanırlar“ını sindirmiş, HEREM ilanıyla cemaatinin aforozuna uğrayan  Yahudi Spinoza’ nın Tanrısı, Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza”sıyla ilgili  konuşmaların duyulmadığı toplumun,   çoğunluğunu oluşturan; yarım yamalak  yaşatıldığından  demokrasi, demokratlık, laiklik,  eşit temelli yurttaşlık,…, …,  nedir  bilmeyen, sosyal medya da  herhangi bir sanat ve kültürel etkinlik paylaşımına rastlanılmayan, hiç  hesap  sormadığı  “ (halkın değil) benim olsun, küçük olsun” zihniyetindekilere hizmetçilik yapan  itaatkar uslu, makul  vatandaşların,  partili  üyelerin, alacakları kararları onaylayacaklarına güvenen,

 –az buçuk haberdar olsalardı, dünyada görülmemiş şey;  yurttaşını, üyesini erdem yerine  alçaklığı tartışılmaz ahlaksız davranış; Muhbirliğe itmeye  asla kalkışmayacaklarından     Kant’ın “Ahlak  felsefesin” den  habersiz,  ama yeterinden fazla kurnaz,  Türkiye’nin  Oligarklarının,  CHP’deki temsilcilerinin, seçim sonrası   ilk işleri, ilk uygulamaları ;

üstlenecekleri yerel seçim başarısını vesile kılacak fırsatçılıkta,  parti içi anti demokratikliğe  karşı,  “CHP; emek eksenli sol, sosyal demokrat çizgiye gelmeli"yi  savunan    üyelerini  tasfiye için  “…..partimiz aleyhine,…. üyelerin disiplin kurullarına sevkinin kişilerin isim ve partideki görevleri ile…  delillerin…29 Nisan 2024 tarihine…”  talimatlı,  darbe, diktatörlük artığı  “Jurnal Genelgesi"ni yayınlamak,  olmasın mı?

 

27.04.2024

Rukiye-Gülsen FEROĞLU