Canım oğlum...masal bitti
Her gün onlarca insanın savaşta,
trafikte, iş kazasında öldürüldüğü adına kader denerek; katilinin kurbanıyla
cinayetin izlerini sildiği bir ülkede; yanlış başladığından sonu belli her
hikâyenin; masum kahramanı çocuklardandın yavrum.
Can, Can, nerdesin oğlum?
Nerdesin? Karşımda Lozan Park’ta futbol
oynamak için kendi ellerinle seçtiğin yeşil topun... define arama haritan...
buzdolabında yarım bıraktığın çikolatan...
pencere kenarında yeşil dinozorun... sakladığımız 6 yaş dişin...pembe
yastığın...batman pijamaların...kulağımda ”yürüme yarışı yapalım” , “Başak’ı
seviyorum” diyen sesin ...koştuğun sokak,
koridor, inatla üzerinde yürümek istediğin bahçe duvarı... her yer Can... her
yer Can...
Her yer can...her yer Can’ken
benim canım oğlum, güzel oğlum... şimdi bazen “anne” dediğin Gülsen, seninle biteceğini
sandığı ömrünü, sensiz tamamlamanın kahrediciliğinde hiç bir
sözün, hiç bir davranışın yokluğunu teselli edemeyeceğini de öğrendi,
yavrum. On bir gündür sen olmadan da dönen bu zalim dünya da yavrum, meğer kader denilen de bazen insanların tercihleriymiş.
Zararlı diye Cola içmene iznin
vermezken; seni akıl almaz bir trafik
kazasında kaybetmenin inanılmazlığında içim sızlıyor Oğlum... Can, Can, Can oğlum duyuyor musun istedin diye yine “Bella” yı çalıyorum.
Ahhhh benim tatlı oğlum ahhhhh;
yazmayı öğrenir öğrenmez yazdığın kısacık masaldaki gibi kötülerle de dolu bu
dünyada Oğlum, muzip kara gözlerin, minicik ellerinle birlikte heyecanla yazdığımız
eğlenceli, kıskanılan masalımız bitti
canım Oğlum...masal bitti... kalbimi parçalayarak bitirdiler masalımızı...
Seni her şeyden
çok sevmiş teyzen
Gülsen FEROĞLU
2 temmuz 2017 tarihinde akıl almaz bir kazaya kurban verdiğim canım oğlum